Foto Galeri
Uzmanlarından Aşı Cevapları
İDDA 5: “Aşılar bizi manyetik hale getiriyor”
Koronavirüs aşıları hakkında sosyal medyada giderek büyüyen bir başka komplo teorisi ise aşıların insanları manyetik hale getirdiği yalanı. İddialar pek çok farklı kaynaktan yayılmaya başlasa da geniş kitlelere ulaşması Tik Tok adlı video paylaşım platformunda aşı olan bazı kişilerin kollarına metal eşyalar yapıştırarak videolar yayınlaması ile oldu.
Aşı karşıtı tutumuyla bilinen Amerikalı Doktor Sherri Tenpenny de, 8 Haziran 2021 tarihindeki Ohio Sağlık Kurulu toplantısındaki bir konuşmasında bu videolardan bahsederken aşı olan kişilerin vücutlarına manyetik ve metal şeyler yapıştırabildiklerini savundu.
Önemli bir aşı karşıtı olarak bilinen Tenpenny aynı zamanda aşı karşıtı cemaatin “büyükannesi” olarak niteleniyor. “Aşılara Hayır Demek” isimli bir de kitap yayımlayan Tenpenny’nin Twitter hesabı ise dezenformasyon yaydığı gerekçesiyle geçen günlerde Twitter tarafından kapatılmıştı.
“Manyetizma, kaşığın kolda durmasını sağlayan faktörlerden biri değil”
Evrim Ağacı’nın yayın yönetmeni Çağrı Mert Bakırcı, vücuda metal eşyaların yapışmasının manyetizma ile ilgisi olmadığını şu sözlerle açıklıyor: “Kaşığın kolda durmasını sağlayan birkaç faktör var ve manyetizma onlardan değil. Hepimizin derisinde kimyasal maddeler bulunur ve bu maddelere yeterince bastırırsak bu maddelerle kaşık arasında bir kuvvet oluşuyor ve bu kuvvet kolun açısı doğru olduğu takdirde kaşığın kola yapışmasını sağlıyor.”
Aşılarda hiçbir manyetik element bulunmuyor
Manyetikleşme için kendisini mıknatıslaştıran cisimler tarafından çekilen paramanyetik maddelere ihtiyaç var. Dr. Paul Offit’e göre kanda bir miktar demir olsa da bu hiçbir şekilde mıknatıs etkisi göstermez. Ayrıca magnetler yalnızca paramanyetik materyaller ile etkileşimde bulunur. Aşılar ise demir, kobalt veya nikel gibi hiçbir manyetik element içermez. Yani aşılarda bulunan maddelerin hiçbiri paramanyetik olmadığı için mıknatıslanma olmaz.
“Aşı dozunun tamamı paramanyetik metal içerse bile mıknatıslanma için yeterli olmaz”
İnsanlara yapılan bir doz aşı yaklaşık 0,3 mililitre sıvı içeriyor. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC) tarafından yapılan açıklamaya göre bu dozun tamamı paramanyetik elementler içerse bile bir metali kendine yapıştıracak kadar büyük bir mıknatıs etkisi gösteremez. Yani bu iddia da haberimizde incelediğimiz diğer iddialar gibi hiçbir bilimsel geçerliliği olmayan bir komplo teorisinden ibaret.
Sonuç:
Koronavirüs aşılarına ilişkin ortaya atılan pek çok komplo teorisi var. Ancak bunların büyük bölümü aşı karşıtı gruplar tarafından oluşturulan ve desteklenen iddialar. Bu iddiaları doğrulayacak en ufak bir bilimsel çalışma ortaya konulamadı. Bugüne kadar Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından onaylanan aşıların, klinik çalışmalarda güvenilir oldukları kanıtlanırken hiçbirinin bu tip yan etkilere sahip olmadığı ortaya konuldu. Elimizdeki veriler, bu aşıların koruyuculuk oranları farklı olsa da hastalığın hafif atlatılmasında büyük rol oynadıklarını destekliyor. Aşılama hızının yüksek olduğu ülkelerdeki vaka ve ölüm sayılarında yaşanan keskin düşüşleri de göz önünde bulundurduğumuzda hastalıktan korunmak ve salgından kurtulmak için en makul yolun aşı yaptırmak olduğu açık.