Foto Galeri
Kalburla Güneş Toplayan Adamın Gerçek Hikayesi
Mehmet ve Fatme’nin İstanbul yolculuğu bir yıl sürer. Gitmedik doktor, uygulanmadık koca karı ilacı bırakmazlar. Ellerinde avuçlarında olanı tüketince gerisin geriye memleketleri Tırnova’ya dönmeye karar verirler.
O dönemin şartlarında yolculuk zordur, İstanbul Tırnova arası yaklaşık 500 Km dir. Yola çıktıklarından kısa bir süre sonra Fatme’nin rahatsızlığı iyice artar, artık onun için yaşadığı acılar dayanılmaz hal almaya başlamıştır.
Fatme yolculuğun sonuna doğru çok sevdiği eşi Mehmet’in kolları arasında hayata gözlerini yumar. Adam için o an her şey sona ermiştir. Eşine tekrar güneşi gösteremediği, o güzel gözlerine bakamadığı için suçlu hisseder kendisini.
Mehmet ve Fatme’nin beraber yolculuk yaptığı kafile, Tırnova’ya yakın bir yerde vefat eden Fatme’nin cesedini vefat ettiği yerde toprağa verir. Yıkanır, kefenlenir ve bir kabre konulur. Aslında Fatme ile Mehmet’de kabre konulmuştur.
Kafile tüm uğraşlara rağmen Mehmet’i kabrin başından ayıramaz. Mehmet’i kabrin başında bırakıp yollarına devam ederler.
Mehmet eşi Fatme’nin kabrinin yanına bir kabir daha kazar ve o kabirde yatmaya başlar. Eşinin ölümünden sonra onun için artık hayat bitmiştir. Bir süre sonra taşlardan ve ağaç parçalarından bir baraka yapar ve orada yaşamaya başlar.
İşte diziye de konu olan bölüm bundan sonra başlar. Bir gün bir yolcu grubu şehre uğrar. Uzaklardan gelen bu yolcu grubu yolda gördükleri bir olayı anlattıklarında herkes şok olur.
DEVAM ETMEK İÇİN GÖRSELE T:KLAYARAK İLERLEYİNİZ