Foto Galeri
İstenmeyen gelin ve eltisinin ibretlik hayatı
Kızlarını şehirdeki hastaneden getirişlerinin ikinci günüydü. Bizi tekrar evden kovmalarını göze alıp ziyarete gitmiştik.
Eve girdiğimiz gibi gördüğümüz manzara bizi hayretler içinde bırakmıştı. Yengem felçli bir şekilde yatakta yatıyor ve en ufak bir canlılık göstermiyordu.
Kayınbiraderim kucağında kızıyla durmadan ağlıyordu. Hemen olanları öğrenmeye çalıştık.
Hastanede yapılan testler sonucu kızlarının tıpkı Necmi gibi doğuştan sağır ve dilsiz olduğu ortaya çıkmıştı.
Bunu duyan eltim yaşadığı acıya dayanamamış. Zaten önceden de var olan tansiyonu fırlamış ve beynine zarar vermiş.
Doktor eltimin bundan sonra sol tarafının tutmayacağını söylemiş. Bunun bir tedavisi de yokmuş.
Bunları duyunca kahrolmuştuk ben de kocam da. Nasıl olurdu böyle bir şey? Ama işte eltim sağır ve dilsiz Necmi’nin kaderini kızında görmüş, bununla sınanmıştı.
Onun yatakta yatan hali hepimizi hıçkırıklara boğmuştu. Gözlerime bakıyor ve sanki helallik istiyordu. Ona gözyaşları içinde hakkımı helal ettiğim söylemiştim o gün.
Bundan üç yıl sonra bu acıya daha fazla dayanamayan eltim öldü. Biz de daha fazla duramamış kayınbiraderim, onun çocukları ve benim küçük oğlumla her şeyi geride bırakıp şehre taşınmıştık.
Şimdi o günleri anmadan mutlu olmaya çalışıyor, yaşayıp gidiyoruz hep beraber.
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdu ki:
“Şu beş şeyin cezası dünyada hemen verilir: 1- Zulmetmek, 2- Hainlik etmek, 3- Anne babaya eziyet etmek, 4- Akrabalarla ilişkiyi kesmek, 5- Yapılan iyiliği görmemek.”