Foto Galeri
İmanı Tehlikeye Düşüren Sözler
* Kendisine “Müslüman değil misin sen” denildiğinde cevaben “değilim” demek.
* Kafiri tebcil etmek. Hatta bir kafire tebcil için “hocam” demek.
* Yemeğe “sin” “kaf” ile söğmek.
* Hastalığı ağırlaşan kimsenin “Allah’ım!.. Yeter ki beni öldür. İster Müslüman olarak ister kafir olarak” demesi.
* “Haram yemek ne güzel şeymiş” demek.
* Zalim veya Hak’tan sapmış birisine “Adil” demek.
* Feleğe Allah kastıyla isyan etmek “Beni neden böyle yaptın, şimdi ben ne yapacağım, bize ne kaldı, bizimle alıp veremediğin ne, daha başka derdin yok mu, bu kadere isyan ediyorum, bu kaderi yazan eller kırılsın, bize bu belayı veren utansın” gibi sözler söylemek.
* Kendisine “dünya için ahiretini terketme” denilen kimsenin cevap olarak “Ben veresiye (ahiret) için peşin olanı (dünyayı) bırakmam” demesi.
* Kendisine “Günah işleme ahirette hesaba çekilirsin” denilen kimsenin cevaben “Oradan kim haber veriyor? Oraya gidip dönen var mı?” demesi.
* “Allah ü Teala falan kimseyi erken öldürdü” veya “Azrail şu kimsenin ruhunu almakta erken davrandı” veya “geç kaldı” demek.
* “Falan kimse bana ne emretse yaparım, gavur ol derse olurum” demek.
* “Bir kimsenin kafir olması hain olmasından daha hayırlıdır” demek.
* Kafirlerin İslâm’a uymayan dînî görüş ve hareketlerini beğenmek. Onların kutsal tanıdıkları törenlere iştirak ederek onlara benzemeye çalışmak.
* Bir insanın zatı ve rızası için kurban kesmek.
* Güzel bir kafir kız görünce “keşke hristiyan olsaydım da şu kızı alsaydım” diye temennide bulunmak.
* İbadet maksadıyla insana secde etmek. Secdeye müsade eden de küfre girer.
Günlük hayatta söylenen buna benzer sözleri çoğaltmak mümkündür. Dikkat edilirse yukarıda sıralanan söz veya hareketlerde bulunan kişilerin bir kısmı bilerek dini inançlarla alay etmekte, onu tahkir etmektedirler. Bunlar isimleri Müslüman olsa da kendilerini İslâm’ın karşı tarafında görmektedirler. Bir kısmı da bilgisizliklerinden belki maksadını aşan büyük sözler söylemekte, cahilliklerinin kurbanı olmaktalar. Yaptıkları bir alay onların ahiret hayatını karartmaktadır. Peygamber Efendimiz “kişi sabah Müslüman olarak evinden çıkar, akşama imanını kaybetmiş olarak döner, akşam mümin olarak evine döner sabah îmanını kaybetmiş olarak çıkar” buyururken îmanla küfür arasında gidip gelen insanın durumunu tasvir etmektedir.
Hangi halde olursa olsun bu durumlar İslâm öncelikli bir hayat tarzını benimsememekten kaynaklanıyor.
Halbuki Müslümanın, müminin inancı bir kristal vazo gibi koruması, ona küfür bulaşmasını önlemesi hele irtidat sınırına götürecek davranışlardan kesinlikle kaçınması gerekir. Bunun yolu da daha İslâmî çevrelerle birlikte olmak, hayatı onlarla paylaşabilmekten geçer.