Foto Galeri
EÅŸine KavuÅŸamayan Gelin
Evet belki de yüz güzelliği, malı mülkü yoktu Sa'd'ın ama Amir'in kızının yüreğinde yanardağar gibi fokurdayan bir iman vardı.
Babasına döndü "Babacığım siz ne yaptınız, onu sana kim gönderdi biliyor musun? Allah Rasulünü reddetmek ne demek biliyor musun?
Kimse yüzümüze bakmaz, Allah'ın azabından kimse bizi kurtaramaz. Derhal gidin Peygamber Efendimiz'den özür dileyin" dedi kızı.
Kızından bunları duyunca Amir bin Vehb hemen hatasının farkına vardı. Eyvah dedi. Ben ne yaptım dedi ve koşa koşa kainatın efendisinin huzuruna vardı.
Sa'd'ın perişan halini gördü orada. " Ey Allah'ın Rasulü! Günah işlediysem tövbe ediyorum. Bu genç yalan söylüyor zannettim, af buyurursanız tövbe etmek istiyorum dedi. Kızımı kime vermemi istiyorsanız vermeye hazırım,
emir buyurursanız kızımı Sa'd'a nikahlarım dedi.
Peygamber Efendimiz " Ey Amir! Eğer hatanı farkedip tövbe etmiş olmasaydın senin yüzüne bir daha asla bakmazdım." Ve Sa'd'a dönerek "Evini hazırla" dedi. Süleym kabilesinden Sa'd o an utancından başını önüne eğdi.
Kimsesizdi, yapayalnızdı, gözlerinden sicim sicim yaşlar akıyordu. "Anam, babam, canım sana feda olsun Ya Rasulallah" diyordu.
"Benim ne evim, ne de yuvam var, ne de mihir olarak verecek bir param, ne de hazırlayabilecek bir eşyam var. Ben garip, kimsesiz, yuvasız bir kuş misaliyim.
Sizden başka kimsem yok ki Ya Rasulallah" dedi Sa'd ve ağlıyordu. Ve onu dinleyen sahabiler ağlıyordu. Efendimiz ise tebessüm ediyorlar o şefkatli sesi ile
"Ey Osman, Ebu Bekir, Abdurrahman! 200'er dirhem verin de yuvasını kursun" dedi.
Sa'd gerçekten kanatlı kuşlar gibi uçuyordu sevincinden. Ashab'ın sultanlarından parayı fazlası ile almış, evlilik için hiçbir mani kalmamıştı.
Hazırlıklar başladı, çarşıya gidecekti Sa'd. Bir süre geçti, bazı eşyalar aldıktan sonra çarşıda yükselen bir nida ile önce irkildi.
Yazının Devamını Okumak İçin Görsele Tçklayarak ilerleyiniz.