Foto Galeri
EÅŸine KavuÅŸamayan Gelin
Kalbi heyecandan kuş gibi olmuştu. Koşa koşa Amir bin Vehb'in yanına vardı. Durumu O'na anlattı. "Beni Allah'ın Rasulü gönderdi. Selam söylüyor ve kızınızı bana nikahlamanızı buyuruyor.
Amir bin Vehb bir anda sinirlendi. Dünyalar güzeli kızını bu fakir, varlıksız, siyahi gence vermek kızının bahtını da karartmak demekti kendince. Yakıştıramıyordu böyle bir damadı kendine.
Hemen reddetti, "Ey delikanlı; ben kızımı sana verecek değilim" dedi ve Sa'd'ın fakirliğini esmerliğini yüzüne vurdu. Oraya binbir ümitle gelen Sa'd bir anda hayal kırıklığına uğramıştı.
"Siz bilirsiniz, ben sadece Allah Rasulü'nün emrini size ilettim" dedi.
Döndü, çok ağırına gitmişti. Kainat efendisinin yanına doğru yürüdü. Yine ağlıyordu Sa'd. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Canı o kadar yanmıştı ki; ancak bunu canı yananlar anlayabilir.
Kalbi bir kez daha kırılmıştı. Bunu kalbi kırılanlar daha iyi bilir. Ne fakirliği yenebiliryordu, ne esmerliği.
Omuzları çökmüştü Sa'd'ın.
Nebiler nebisinin yanına vardı, Efendimiz'e durumunu anlattı. Efendizim önce duraksadırlar, üzüldüler ve biraz beklediler.
O esnada Amir bin Vehb'in kızı perdenin arkasından çıkmıştı. Tüm bu konuşulanları duymuş, Sa'd'ın boynunu büküşünü, büyük bir üzüntü ile çıkıp gidişini görmüştü kız.
Yazının Devamını Okumak İçin Görsele Tçklayarak ilerleyiniz.