Foto Galeri
Çocuğu olmayan kadının çaresizliği
Kayınvalidem köyün en yaşlı kadınlarından bir teyzeyi eve getirtmiş nefesi kuvvetli bir hocadan bahsettirmişti. Konuyu bana açtığında ona gönlümün olmadığını çekine çekine söylemiştim.
Fakat o bunu umursamamış köy yerinde bizi kısırlığınla rezil mi edeceksin demişti. Bu laftan sonra bir şey diyemeden razı olmuştum. Güya bu hocanın üflediği kadın bir haftaya kalmaz gebeliğini kutluyordu. Bu görüşmeden kayınbabamın ve kocamın haberi olmamıştı.
Kayınvalidem aramızda kalmasını sıkı sıkı tembih etmişti. Kimdir, necidir bu hoca dedikleri adam bir şey bilmiyordum. Ama elden ne gelir, başka çarem yoktu. Hoca bize hemen yarın gelmemiz gerektiğini haber edince içimden bir ürperti geçmişti. Niçin böyle hissettiğimi daha sonra anlayacaktım.
İçimden bir ses en doğrusunun test sonuçlarını beklemek olduğunu söylese de başka bir ses bu hocaya gidip kendimi bir okutmayı söylüyordu. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Hangisine inanmam gerektiğini bilmiyordum. Zorla gider gibi söylenen hocaya gittim ertesi gün.
Odaya girdiğimde bir koku gelmişti burnuma. Bu koku öyle ağırdı ki midem bulanmış, gözlerim yaşarmıştı. Oda da ben ve sadece hoca vardı. Gözlerimin içine bakıyordu durmadan. Bakarken de ellerini ovuşturuyordu sürekli. Yüzüme yüzünü yaklaştırdığında pis kokan nefesini alıyordum. Buraya gelmenin ne kadar hatalı bir karar olduğunu hissediyordum.
Bir süre sonra başım dönmeye başlamıştı. Dengemi kaybediyordum. Bayılacağımı sanıyordum. Buna sebep olan o kokuydu. Sonradan öğrendiğimize göre zaten hep bu kokuyla bayıltmış kendisine şifa için gelen kadınları.
Beni karşısına oturtup hiç duymadığım dualar okumaya başladı sonra. Bunları daha önce hiç duymamıştım. Saçma sapan sözlere benziyordu söyledikleri. Sonra fark ettim ki bana doğru yaklaşıyordu.