Foto Galeri
Çocuğu olmayan kadının çaresizliği
Kayınpederim kahvede konuşulanları duyduğu bir günün akşamında kocama şaka yollu kucağımıza bir erkek evlat verin de biz de sevinelim demişti. Ben zaten onu babamdan ayrı tutmazdım. Öyle sever öyle sayardım.
Konuşulanları duymasına rağmen yine de isteğini şaka eder gibi sorarak kimsenin kalbini kırmak istememişti. Olan olmuştu artık. Ok yaydan çıkmıştı.
Tez zamanda bir çocuk sahibi olmak hem bizi rahatlatacak hem de kötü konuşanları susturacaktı. O gece kocamla bundan sonraki ömrümüzü hem birbirimizi hem de çocuklarımızı severek geçireceğimize ant içmiştik. Tüm olanlara rağmen mutlu uyumuştuk.
Bizimde evimizde koştura koştura oynayacak bir çocuğumuz olduğunu hayal eder olmuştuk sonraki günlerde. Bazen birbirimize neden bu kadar geç kaldığımızı bile konuşur olmuştuk. Ama bir sorun vardı. Uzunca bir süre geçmesine rağmen gebe kalamıyordum. Bu içime derin bir korku düşürmüştü. Ya söylenenler doğruysa? Ne yapardık o zaman?
Bunu bir gece kocama açtığımda onun da böyle bir korkuyla mahvolduğunu gördüm. Bunu anlamanın tek bir yolu vardı. Yarından tezi yok bir hastaneye gitmeliydik. Öyle de yaptık. Test yaptırıp sonuçlarını beklemek için köye dönmüştük. Evde hiç kimse ağzını açmıyor bu konu üzerinde tek bir kelime etmiyordu. O sırada köyde konuşulanların haddi hesabı yoktu.
Bu sefer de köyün bazı kadınları benim kısır olduğumu ortaya atmışlardı. Kulağımızı ne kadar böyle şeylere kapatsak da söylenenler yine de bir yolunu bulup ulaşıyordu bize. Günden güne kahrolmaya başlamıştık. Ne tadımız ne tuzumuz kalmıştı. Boğazımızdan tek lokma geçmiyordu.
Ne olacak? Nasıl sonuçlanacak testler? Diye durmadan düşünüyorduk. Ertesi gün garip bir olay oldu.