Foto Galeri
Bir Babanın En Acı Anı
Okuyacağınız bu olay yürek burkan gerçek yaşanmış bir olaydır.
Bir Anadolu şehrinden İstanbul’a taşınmamızın üzerinden dile kolay tam on sekiz yıl geçip gitmişti. Üç çocuğum vardı. En büyük kızım bu sene üniversite sınavına girmişti. Adı Betül’dü.
Başarılıydı kızım hem de çok başarılıydı. İlkokuldan lise son sınıfa kadar hep dereceyle okudu. Kendi durumunun her zaman farkında olan bir çocuktu.
İstanbul’a taşı toprağı altındır diyerek gelmiştik biz de tıpkı diğerleri gibi. Ama geldik ve gördük ki o altınları çoktan alıp paylaşmışlar.
Köyümüzden onca büyük laf edip çıktıktan sonra bir daha geri de dönemezdik. El mecbur deyip var gücümüzle çalışıp büyük şehirde yaşamaya çalışacaktık.
Bu on sekiz yıl hep fakirlik içinde geçti. Kızımın durumun farkında olması dediğim şeyde işte bu fakirliktir.
Ne zor şartlar altında geçindiğimizi bildi de bir güne bir gün bir şikâyette bulunmadı. O ablaydı bir şikâyette bulunsaydı küçük kardeşleri de aynısını yapardı. Bunu da biliyordu güzel kızım. O yüzden hep anlayışlıydı.
Zaman gelip geçti onu üniversite okuyacak yaşa getirdim. Her türlü işi yaptım bu zaman içinde. Bulaşık mı yıkamadım, yerleri mi süpürmedim, hamallık mı yapmadım…
Velhasıl elimden gelen her şeyi yaptım ailem için. Yeter ki çocuklarım okuyup iyi insan olsunlar dedim hep.
Allah’ıma binlerce kez şükürler olsun. İşte kızım Betül’ü üniversite yurdunun kapısına getirip bırakacaktım artık.
Ama o an hayatın hiç de göründüğü gibi olmadığını anladığım bir olay yaşadım. Ömrümün sonuna kadar unutamam bunu.
Yazının devamını okumak için gçrsele t.klayarak ilerleyiniz.